Kurtalan Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS

Amaçlar


 Tarımsal Yayım ve Danışmanlık

Sivil toplum örgütleri, ziraat odaları, şirketler ve serbest tarım danışmanlarınca, tarımsal işletmelerin tarımsal bilgi, teknik ve yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanmasına yönelik olarak ücret karşılığında yürütülen hizmetlerdir.

  Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Amacı

 Tarımsal yayım ve danışmanlık: Tarımsal işletme sahiplerinin, tarımsal üretim, işleme ve pazarlama sürecinin bütün aşamalarında karşılaştıkları problemler ve bunların birbirleriyle ilişkileri hakkında bilgi sahibi olmalarını, kendilerine, geliştirilen teknolojileri kullandırmak suretiyle, bu problemleri çözebilecek bilgi ve beceri kazandırılmasını ve kırsal alanda yaşam standardının yükseltilmesini amaçlar.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik’in Amacı;

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının; tarımsal işletme sahiplerinin bilgi, teknik ve yöntemler konusundaki ihtiyaçlarının zamanında ve yeterli düzeyde karşılanması amacı ile hazırlanan 8 Eylül 2006 tarih 26283 sayılı ‘Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetlerinin Düzenlenmesine Dair Yönetmelik’ çerçevesinde TYDH faaliyetleri yürütülmektedir.

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık BakanlığınınTarımsal Yayım ve Danışmanlık SistemininDesteklenmesinin Hedefleri;

  • Tarladan sofraya gıda güvenliği ve güvencesinin sağlanmasına,
  • Yayım ve danışmanlık hizmetlerinin konu uzmanı kişi ve kuruluşlar tarafından yürütülmesine,
  • Bakanlıkça sertifikalandırılan kişi ve kuruluşların yayım hizmeti sunmasına,
  • Üretim ve bilgilendirmenin her safhasının kayıt altına alınmasına,
  • Danışmanlık hizmeti alanlar ve sunanların desteklenmesine,
  • Tarımsal Yayım hizmetlerinin özelleştirilmesi
  • İstihdamın arttırılmasına,
  • Ürün çeşitliliği ve kalitenin arttırılmasına,
  • Kırsal yerleşimlerin kalkındırılması ve kırsal nüfusun yaşam koşullarının iyileştirilmesine katkı sağlayacaktır.

 

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Hizmetleri Faaliyet Konuları;

►Hizmet içi Eğitim/Seminer

►Günlük Çiftçi Ziyaretleri

►Çiftçi toplantıları

►Tarla Kontrolleri ve Bilgilendirme

►Hastalık ve zararlılarla mücadele uygulamaları

►Demostrasyon uygulamaları

►Hububat Yetiştiriciliğinde  Zararlı Yoğunluğu

 

 

KURTALAN ZİRAAT ODASI TARIMSAL YAYIM VE DANIŞMANLIK HİZMETİ

KONU

AMAÇ/HEDEF

 

Üretimde verim ve verimliliğin artırılması, bilinçli çiftçi, kontrollü üretim, yüksek kalitede ürün

 

Tarımsal üretimden tüketiciye kadar güvenli sağlıklı gıda tüketiminin sağlanması

 

Üretiminden satışa kadar sürecin iyi yönetilmesi (Risk mevsimlerinde özellikle don olayı önceden üreticiyi mesajlanabilecek, Sigorta yapmalarına teşvik edilecek, kuraklık kontrol edilebilcek )

 

Uzman deneyimli ekiple  günlük/ üreticileri ziyaretleri, budama uygulamaları, arazi incelemeleri, toprak analizlerinin yapılması ile doğru hastalık ve zararlı mücadelenin uygunlanması sağlanmak, hata ve doğruların yerinde tespit edilerek, birlikte karar verilmesi ve bizzat yerinde tavsiyelerde bulunulması

Hedefimizdir.

 


           

TARIMSAL YAYIMDA HEDEFE

YÖNELİK PROGRAMLAMA

      

1. GİRİŞ

Planlama; harekete geçmeden önce düşünmeyi içeren bir süreçtir; özünde var olan duruma ilişkin bir eleştiriyi barındırır. Bu çerçevede örgütsel ya da bireysel gelişim, bir duruma ilişkin değerlendirmeyi, eleştiriyi ve yeni düşünceler ve eylem planları üretmeyi içerir. Diğer bir deyişle, örgütsel gelişim ya da bireysel gelişim planlaması, amaç belirlemek, amaçların ölçülebilir ifadesini içeren hedef koymak ve bir planlama ufku içinde bu amaç ve hedeflere ulaşmayı ifade eder. Böylece örgütsel ya da kişisel kaynakların, (özellikle zamanın) bu hedefler yönünde kullanılması güvence altına alınmış olur.

            Son yıllarda planlama kavramı, özellikle örgütsel açıdan uzun dönemli vizyon (öngörü) belirlemeyi, misyon (görev) tanımlamayı, görev amaçlarını ve hedeflerini ortaya koyarak örgütsel kaynakların bu doğrultuda kullanımını sağlayacak stratejik yaklaşım odaklı olarak ele alınmaktadır. Bu yaklaşım, zamanının önemli bir kısmını çalıştıkları kurumda geçiren işgörenler için de önem arz etmektedir. Çünkü örgütsel amaç ve hedeflerle işgörenlerin amaçlarının tümleştirilmesi beklenmektedir; kurumda, grup ve birey amaçlarının örgütün genel amaçları ile örtüşmesi, planların yaşama geçirilmesini kolaylaştırmaktadır.

            Kelime anlamı olarak “sevk etme, yöneltme, gönderme, götürme ve gütme” olan ve özünde yön göstermeye işaret eden strateji, yüzyıllar boyunca askeri bir kavram olarak kullanılmıştır. Stratejiye ilişkin tanımlar, örgütün uzun erimli amaçlarını belirleme, örgüt içi ve çevresine ilişkin bilgiye sahip olarak uygun kararlar verme, genelde risk ve belirsizlik altında karar verme gibi etkinlikleri içerir niteliktedir. Böylece strateji, sürekli değişen, belirsiz ve oldukça riskli olan bir çevrede örgütlere belirli bir yön vermesiyle diriklik (dinamizm, hareketlilik, canlılık) kazandırmaktadır.

1.1. Toplam Kalite Yönetimi

            Örgütlerin hedeflere ulaşmasında insanın öneminin artması, geleneksel işgören anlayışına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Örgütler, gereksinim duydukları işgörenlerin sayı ve niteliklerinin belirlenmesi ve eğitim gibi işlevlerinin tümünde bilimsel, çağdaş sistem ve tekniklere gereksinim duymaktadır. Başarılı olmak isteyen örgütlerin özelliklerinin tümü insan kaynakları ile ilişkilidir. Bu örgütlerin öncelikle üzerinde durdukları nokta ekonomik kaygılar değil, insan nitelikleridir. İnsanların bir arada nasıl iyi çalışacaklarını saptamak bu örgütler için önemlidir.

            Bu örgütlerdeki işgörenler, daha iyi işler yapmaya cesaretlendiren, kişisel gelişimi özendiren, amaç ve görevlerini yerine getiren ve en yüksek ahlaki değerleri temsil eden bir örgütün üyesi olduklarında ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktadırlar.

            Dolayısıyla çalışma yaşamının kalitesi örgüte yarar sağlamaktadır. Bunları, örgütte insan kaynakları yönetimi eşgüdümlemeli ve belirli bir düzene sokmalıdır. Ayrıca bu eşgüdümün dışında önemli olan etmenler de; güvene dayalı ilişkiler, karar alma sürecine işgörenlerin katılımı, iletişim ve yüksek beklentilerdir (sonuçta varılan hedefler zoru başarmanın ürünüdür).

            İnsan Kaynakları Yönetimi ile Toplam Kalite Yönetimi İlişkisi: Son yıllarda yönetim alanındaki gelişmeler, özellikle toplam kalite yönetimi, örgütleri değiştirmiş, klasik örgütlerdeki bireysel çalışmalar ve birim başarıları, yerini takım çalışması anlayışına bırakmıştır. Örgütler yalınlaştırılmış, hiyerarşik kademeler olabildiğince azaltılmıştır. İnsan kaynakları yönetimi, örgütte dirik (dinamik) bir yapı oluşturarak, değişim yönetimini sağlayabilmektedir. Günümüzde insan kaynakları yönetimi “değişim yönetimi” olarak algılanmaya başlanmıştır.

            Bir örgütte toplam kalite içinde insan kaynakları önemli bir yer tutar. Dolayısıyla örgütün insan kaynakları ile toplam kalite politikası arasında ilişki vardır. Toplam kaliteyi uygulayacak örgütlerin müşteri odaklı oldukları kadar, çalışan odaklı olmaları da gerekmektedir. Örgütler, toplam kalite politikalarını hazırlarken, insan kaynakları birimi ile eşgüdüm içinde çalışmak ve politikaları birlikte belirlemek durumundadırlar.

            Bugünkü küresel ekonomi ve çevrede, tüm örgütler -özellikle kar amacı gütmeyenler- her ülkede ya da ihtisas alanındaki sorunlara yanıt bulabilmek için kendilerini yeniden biçimlendirmek zorundadır. Birçok hayır ve kamu kurumu, önerdiği çözümlerin savunusunu daha iyi geliştirmek ve sunmak üzere daha çağdaş bir iş anlayışına (İŞGÜDÜ’ ye) sahip olmalıdır.

            Geleneksel olarak, işe kafa yorulan örgütlerde bulunmasalar da herkesin bir iş insanı olması şarttır.

Değişik kültür ve dile sahip ve farklı örgütlerde çalışan iş insanları arasında kurallar aynı sonuçları doğurur: Zamanın daha etkili kullanımı, kaynakların daha iyi dağılımı, stratejik kararlar, ürün ve hizmetlerin hedeflenen iş sonuçlarına yönlendirilmesi, işin daha iyi kavranması, kritik sorunların çözümü ve önceliklerin doğru saptanması.

            Buraya kadarki bölümde kurumların günümüzün ve geleceğin çağdaş iş koşullarına ayak uydurabilmesi için çağdaş iş anlayışlarına sahip olmaları gerektiğinden bahsettik. Bu durum, özel ve kamu ayırt etmeksizin her türlü iş anlayışı için geçerlidir.

            Bundan sonra yukarıda yapılması öngörülen, planlama ve programlama gibi değerleri yerine getirmek gerekecektir. Bunun için mevcut durumun analizinden yola çıkarak; zamanın etkili kullanımı, kaynakların daha iyi dağılımı, stratejik kararlar, ürün ve hizmetlerin hedeflenen iş sonuçlarına yönlendirilmesi, işin iyi kavranması, kritik sorunların çözümü ve önceliklerin doğru saptanması ile ilgili süreç işletilmelidir.

            Mevcut durumun analizi sonucundan yola çıkarak; kurumsal stratejinin belirlenmesi, belirlenen kurumsal hedeflerin doğrultusunda program, proje ve faaliyet planları yapılması ve bütün bu süreçlerin izlenerek nihayetinde değerlendirilmesi aşamaları aslında birer çağdaş yönetim yaklaşımıdır.

            Bütün bu bilgiler ışığında kurumumuzun, belirlenmiş strateji ve hedefleri esas alınarak kurumsal yapı içerisindeki bütün alt birimleri, kendi çalışma planlarını oluşturulabilecektir. Mevcut durum analizinden yola çıkarak belirlenmiş strateji ve hedefler doğrultusunda yapılacak olan bir Yayım/Danışmanlık Programının planlanmasını inceleyerek konuyu örneklendirmeye çalışacağız.

            Aslında hiçte azımsanmayacak derecede zor ve uzun bir uğraşı gerektirecek olan bu süreç neticesinde elde edilebilecek çalışmaları, yalnızca Yayım/Danışmanlık Programlarının hazırlanması olarak değerlendirir ve bununla sınırlandırıp, dar bir kalıba sığdırmaya kalkarsak, çağdaş bir iş yaklaşımının, kurumsal yeniden biçimlendirme çalışmasının önüne set çekmiş oluruz. Burada verilmeye çalışılan; kurumsal yeniden biçimlendirme çalışmasına yayım/danışmanlıkta programlama örneği üzerinden bir bakış olacaktır.

            Yapılması gereken özenli bir çalışma neticesinde; hedef kitle, kurum ve kurum çalışanlarının ve sonuçtan doğrudan ve dolaylı etkilenecek tarafların (çıkar ortakları - paydaşların) ortak hedeflerini tespit ederek kurumun tüm çalışma alanındaki iş ve işlemlerini, bu hedefler doğrultusunda planlaması ve buna göre çalışma programları, projeler ve faaliyetler geliştirilmesidir. Günümüzün ve geleceğin çağdaş iş anlayışı bunu gerektirmektedir.

1.2. Program

            Belirlenmiş bir süre boyunca tek bir amaç üzerine yönelmiş faaliyetlerin planlanmış olarak birbirini izlemesi anlamına gelir. Programda neyi, ne zaman, nerede,  kimin, hangi araçlarla, niçin ve nasıl yapacağı hususları yer alır.

Herhangi bir yayım/danışmanlık programının planlanmasında temel amaç, yayım/danışmanlık hizmetlerinin daha etkili yürütülmesini temin etmek ve bu yolla programın uygulandığı ilde tarım ve hayvancılık sektöründe gelişmeyi sağlamaktır.

Ancak bu gelişmeyi sağlamada yayım/danışmanlık hizmetlerinin dolaylı bir etkisi vardır. Yayım/danışmanlık faaliyeti, çiftçilerin çeşitli tarımsal konulardaki bilgilerinin arttırılması, tarım ve hayvancılık konusunda uyguladıkları tekniklerin geliştirilmesi v.b konularda gelişmelerini sağlar. Dolayısıyla çiftçilerin geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık faaliyetleri hakkında verecekleri kararları etkiler, çiftlik faaliyetlerinin etkinliğinin, çiftçilerin verim düzeyi ile gelirlerinin artmasını, ilin tarım ve hayvancılık sektörünün gelişmesini sağlar. Bu nedenle tarımsal yayım/danışmanlık, direkt değil dolaylı olarak gelişim sağlamaktadır. Bunun bir başka sebebi de; çiftçilerin önerilen değişiklikleri gönüllü olarak kabul etmesi gerektiğidir. Yani çiftçiler yayımcı/danışmanlar tarafından önerilen teknikleri kabul ve ret etmekte serbesttirler. Ancak bu “yayım/danışmanlık hizmetleri tarımsal gelişimin seyrini ve yönünü etkileyemez” demek değildir, aksine iyi planlanması halinde yayım/danışmanlık hizmetleri tarımsal gelişimin seyrini ve yönünü etkileyecektir.

Yayım/danışmanlık kuruluşlarının başarılı çalışmalar yapabilmeleri, çiftçiler için çok açık bir şekilde tespit edilmiş amaçlara yönelik programlar hazırlamaları ile mümkündür. Yayım/danışmanlık programları hazırlamadan, yalnızca istek üzerine danışmanlık hizmeti veren bir yayım/danışmanlık kuruluşu, verimliliği artırmak ve kırsal kesimde yaşam düzeyini yükseltebilme yönünde başarıya ulaşamaz. Yapabileceği sadece tarımı bulunduğu yerde tutmak, geriye gitmesini önlemek olacaktır.

Bir yayım/danışmanlık programı teorik değil, pratik olmalı ve hizmet verdiği kitlenin kabul edebileceği bir ihtiyacı karşılamalıdır. Diğer taraftan bir yayım/danışmanlık programı sürekli değişen koşullara uyum gösterebilmek için esnek olmalıdır. Çiftçilerin çeşitlilik gösteren ihtiyaçlarını karşılamak için çok yönlü olmalıdır. Yayım/danışmanlık programı ayrıca kırsal kalkınmaya sürekli bir katkı yapabilmek için iyi planlanmış olmalıdır. Program sadece halkın acil ihtiyaçlarını değil, gelecekteki ihtiyaçlarını da kapsamalıdır.

Yayım/danışmanlık programları eğitici programlardır. Bu programların amacı eğitimsel tecrübeler yolu ile insanların sorunlarını çözmelerine yardımcı olmaktır. Bu yardım, o insanların sorunlarına çözüm getiren gerekli bilgiyi sağlamakla olabilir. Ancak gerekli bilginin sağlanması ya da öğrenilmesi o bilginin kullanımını garanti etmez. Bilginin kullanımı ile insanların tavır ve uygulamalarında değişiklik, motivasyonu gerektirir.

Hazırlanacak olan bir yayım/danışmanlık programı dört ana bölümden oluşmalıdır:

¨       Mevcut durumun analizi

¨       Program amaçlarının belirlenmesi

¨       Yapılacak faaliyetlerin planlanması

¨       İzleme ve değerlendirme       

 2. MEVCUT DURUM ANALİZİ

 Kurumsal yapının yeniden biçimlendirilmesi amacıyla çoğulcu katılımla önceden belirlediğimiz mevcut durumdan yola çıkarak bir yayım/danışmanlık programında nelerin olması gerektiğine karar verilmesi sürecidir.

Bu bölüm, programın gerçekçi olmasını sağlayacak olan bölümüdür. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar objektif olunması gerekir. Özellikle çiftçi kitlesinin mevcut durumu belirlenir. Çiftçiler ne biliyorlar, nasıl davranıyorlar hangi becerilere sahipler? Bireyler, bireylerin oluşturduğu gruplar veya grupların oluşturduğu tüm topluluğun ilgi alanları ve sorunları ortaya çıkarılır. Çiftçilerin ihtiyaç duydukları bilgiye karar verilir. Bu karara varmak için çiftçilerin bildiği ile bilmesi gereken arasındaki fark belirlenir.

Bu bölüm, programın odak noktası olan belirlenen ihtiyaç veya sorunu açık ve tam olarak tanımlar. Programın kime ve niçin yöneltildiğini gösterir. Durum bölümü diğer bölümlere de esas teşkil eder. Gelecekteki sonuçlar veya etkiyi ölçmek (izleme ve değerlendirme yapabilmek) için de bir referans noktası oluşturur.

Bu safha üç önemli faaliyeti içerir.

1. Verilerin (gerçeklerin) toplanması

            2. Verilerin analiz edilmesi

3. Sorunların ve potansiyelin belirlenmesi          

2.1. Verilerin Toplanması

            Bölgedeki insanlar, tarım şekilleri, doğal kaynaklar, mevcut imkanlar, sosyal yapı, yerel kültür, eğitim ve okuryazarlık seviyesi, çiftlik büyüklükleri, yerel iletişim kanalları, ulaşım imkanları, yerel kredi sistemleri, pazarlama, sağlık ve beslenme seviyeleri, bitkiler, hayvancılık vb. veriler çeşitli kaynaklardan toplanabilir. Örneğin, önceden yazılmış raporlar, sürvey sonuçları, sosyal sürveyler, önceki programlar vs.

  Eğer yayımcı/danışman bölgesindeki çiftliklerin iyi bir şekilde kaydını tutarsa, elinin altında ihtiyaç duyduğu bilginin çoğuna sahip olacaktır. Aynı zamanda çiftçilerden ve yerel liderlerden de pek çok bilgi alınabilir. Çiftçi toplantılarında, grup görüşmelerinde ve tek tek çiftçi ziyaretlerinde, yayımcı/danışman dinlemeli, sorular sormalı ve derece derece artan şekilde bölgenin sosyal, tarımsal ve ekonomik özelliklerini tam olarak anlamaya çalışmalıdır.

2.2. Verilerin Analiz Edilmesi

Veriler tek başlarına fazla bir şey söylemezler/ifade etmezler. Onların niçin o tarzda ortaya çıktığını sorgulamak gereklidir. Eğer çiftçiler son yıllarda verimlerin azaldığını söylüyorlarsa, yayımcı/danışman bu konuda bir açıklama sunan destekleyici diğer bilgileri aramalıdır. Bu durum acaba yağışların azlığından mı, toprak verimliliğinin azalmasından mı, yoksa kötü tohumluk kullanmaktan mı olmuştur?

Yayımcı/danışman aynı zamanda gerçeği fikir ve tahminden ayırmalıdır. İki farklı kaynaktan çelişkili bilgi alabilir ve bu durumda hangisinin daha güvenilir olduğunu yargılayabilmelidir.

2.3. Sorunların ve Potansiyelin Belirlenmesi

Artık bölgede çiftçilerin ana problemlerinin ne olduğuna ve tarımsal kalkınma için potansiyelin ne olduğuna karar vermek mümkündür. Bu, yayımcı/danışmanın teknik bilgisinin önem kazandığı yerdir. Çiftçiler problemlerinin ne olduğunu bilebilirler, fakat yayımcı/danışman bu problemlere daha bilimsel olarak kendi görüşünü getirebilir, bölgenin kaynaklarının daha üretken bir şekilde kullanılması için daha fazla öneri sunabilir.

Durum analizi süresince, yayımcı/danışman verileri yorumladığı ve sorunları tanımladığı zaman hem tamamıyla kendi uzmanlığına güvenmekten, hem de değişim için yerel ihtiyaçları ve imkanların tanımlanmasını tümüyle çiftçilere bırakmaktan kaçınmalıdır. Bu, yayımcı/danışmanlar ile çiftçilerin müşterek çabasını gerektirir. Eğer çiftçiler tam olarak bu faaliyete katılmazlarsa, yayımcı/danışman verileri yanlış yorumlama, analizde zaman israfı ve program için çiftçilerin tam desteğini kazanmakta başarısız olur.

Tam bir durum analizine her yıl ihtiyaç yoktur. Bölge ve insanları hakkındaki temel gerçekler çoğu durumlarda yıldan yıla çok fazla değişmeyebilir. Bununla beraber, yayımcı/danışman her yıl temel enformasyonu gözden geçirmeli ve onun hangi kısımlarının modernizasyonuna ihtiyaç duyduğuna karar vermelidir.

Mevcut durumun analizi bölümünde kısaca şu hususlar yer almalıdır:

¨       Mevcut durumun tanımlanması,

¨       İhtiyaç veya sorun,

¨       Bunları destekleyici veriler,

¨       İhtiyacın derecesi,

¨       Uygulama sonrası etki ölçümleri ile kıyaslanabilecek veriler,

¨       Program için açık sebepler ve gerekçe,

¨       Hizmet verilecek çiftçi kitlesinin, sayıları ve coğrafi konumları,

¨       Nedir ve ne olmalıdır arasındaki fark,

¨       İhtiyaç duyulan araştırma,

Bu bölüm için kontrol listesi:

¨       Belirtilen konuda geçmiş ve şimdiki veriler gelecek için ne öneriyor?

¨       Durumda değiştirilmeye veya geliştirilmeye ihtiyaç duyulan nedir?

¨       İhtiyaç veya sorunu kim belirledi?

¨       İhtiyaç duyan kim?

¨       Çiftçiler ne tür bilgi, davranış veya beceri değişikliğine ihtiyaç duyuyor?

¨       Çiftçilerin öğrenmesi durumu değiştirmeye nasıl yardım edecek?

¨       İhtiyacı belgelemek için eldeki mevcut veriler nelerdir?

¨       Kitle tipleri hususunda sayılar mevcut mu?

¨       Durumu belgelemek için ihtiyaç duyulan diğer veriler nelerdir?

¨       Mevcut kaynaklarınızı düşünerek, ihtiyaç duyulan verileri nasıl toplayabiliriz?

¨       Eğer bu program uygulanmazsa sonuçlar ne olabilir?

¨       Ne tür yeni araştırma ve bilgiye ihtiyaç duyuluyor?

 3. HEDEFE YÖNELİK PROGRAM PLANLAMASI

            Toplumsal kuruluşlar nadiren homojen bir yapı gösterirler. Örneğin; ekonomik ilgileri, sosyal statüleri vb. gibi noktalarda birbirlerinden ayrılırlar. Bu nedenle her yapı kendine uygun planlama tekniğini kullanmalıdır. Bu çerçevede hedefe yönelik program planlaması tekniği çok kullanılan bir planlama enstrümanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Her ikisinin de yapılandırılmasında aynı anlayış söz konusu olduğu için bundan sonraki bölümlerde zaman zaman program yerine proje ifadesi kullanılmıştır.

3.1. Planlama

            Hedef kitlenin, kalkınma organizasyonlarının, finans kaynağının şu noktalarda ortak bir düşünce tarzı geliştirmeleridir.

¨    Başlangıç durumu (nereden hareket ediyoruz?)

¨    İşbirliğinin amaçları (nereye gitmek istiyoruz?)

¨    Amaca ulaşma stratejisi, rizikolar ve başarı kriterleri.

Eğer bu sorulara dürüst ve gerçekçi cevaplar verilebilirse o zaman iyi bir hedefe yönelik program planlaması uygulanmış demektir. Aslında objektif anlamda iyi bir proje yoktur. Her projenin iyi ve zayıf yanları bulunabilir.

      Burada esas olan projenin, katılımcıların isteklerine (farklı ilgi gruplarının uzlaştırılması), yeteneklerine (uygulanabilirlik) ve dış koşullara (risklerin dikkate alınması) uygun olarak hazırlanmasıdır.

      Program çerçevesinde kullanılacak metotların seçimi büyük önem taşımaktadır. Çünkü her metot belirli grupların avantajına, diğerlerinin dezavantajınadır. Metotların seçimi planlamanın planlanması kısmına aittir. Örneğin, bir seminer ya da toplantıda sadece yazılı materyalin kullanılması, okuma-yazma bilmeyenlerin şanslarını tamamen ortadan kaldıracaktır.

      Yayım/danışmanlık çalışmalarında esas tema, insanlar ve kurumlar arasında “davranış değişikliği” yaratmaktır. Toplumsal yapı içerisinde bireyler ve toplumsal kurumlar “kompleks sistemler dinamiği” içerisinde hareket etmektedir. Bu sistem bir örnekle açıklanacak olursa; bütün bireyler ve kurumlar adeta bir satranç tahtasının üzerine dizilmiş satranç taşları gibidir. Bir oyuncunun yüzlerce hareket olanağı söz konusudur ve her bir taş diğerinden bağımsız hareket eder. Ancak bütün taşların birbirlerine bir lastik iple bağlı olduğunu düşünelim bu durumda oyuncunun sadece bir tek taşı bile diğerlerinden bağımsız olarak oynatması mümkün değildir. Böyle bir durumda bir taş oynatıldığında hem kendi taşları hem de rakibin taşları oyuncunun önceden bilemeyeceği kendi kuralları içerisinde hareket edecektir. Bu örnek birçok projenin başarı ve başarısızlık nedenlerini çok iyi ortaya koymaktadır. Hedef kitleler homojen değildir. Aksine farklı ilgiler ve potansiyellere sahiptirler.

Büyük çiftçiler, küçük çiftçiler, şehir nüfusu hepsi farklı taleplere ve değer yargılarına sahip olmakla birlikte aynı zamanda çeşitli bağlarla birbirlerine bağlıdır. Böyle bir durumda “uzman her şeyi bilir” şeklindeki ön yargıdan hızla uzaklaşmak durumundayız. Bu durum programcıları tevazua zorlamakta ama aynı zamanda kaos (çatışma) yönetimi yeteneğini zorunlu kılmaktadır. Yarın ne olacağını bilmek değil, proje çerçevesinde katılımcılarla birlikte yarın ne yapılacağını tespit etmek önemlidir.

Burada karmaşıklığı bütün detaylarına kadar takip etmek durumunda değiliz, çünkü bu bizi yanıltır ve amacımızdan uzaklaştırır. Programcılar olarak daha çok satranç taşları arasındaki önemli bağlantıları tespit etmeli ve karmaşık problem ilişkilerini azaltmalıyız. Bu açıdan bakıldığında Planlama basitleştirmedir.” diyebiliriz.

Programcının, hazırladığı program çerçevesinde sahip bulunulan kaynakları, kurumun yeteneklerini ve hedef kitleyi çok iyi tanıması gerekir. Program gerçeklere dayanmalıdır. Hiçbir zaman varsayımlara göre program hazırlanmamalıdır.

Belirlenecek amaçlar proje aktörlerine yol gösterir. Bir proje ya da bir çalışmaya niçin yatırım yapılması gerektiği ancak amaçlarına bağlı olarak ortaya çıkar. Bizler planlamacılar olarak, şimdiki durumdan amaçları oluşturmak, bir vizyon ortaya koyabilmek için duygularımızı, birikimlerimizi, yaratıcılığımızı ve sezgilerimizi kullanmak durumundayız. Amaçlardan tekrar şimdiki zamana dönebilmek için de analitik düşünmeye, dil bilgisine ve kavrama yeteneğine ihtiyacımız vardır.

Bir proje çerçevesinde belirlenen amaçlar uzun ve kısa vadeli olabilir. Bu nedenle proje yönetimi, belirli sürelerde amaçları gözden geçirerek hala geçerli olup olmadıklarını kontrol etmek durumundadır.

Proje çerçevesinde belirlenen amaçlarda olması gereken en önemli özellik gerçekçi olmalarıdır. Eldeki kaynaklarla ve çevre koşullarına göre ulaşılabilir olmalıdırlar. Amaçlar projeye taraf olan her kesimin proje kanalıyla gelecekte ulaşmak istedikleri durumu ifade eder. Bu nedenle amaçların projeye taraf olan her kesim tarafından ortaklaşa belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

Ahmet Şerif İZGÖREN. Kişisel gelişim serisi kitaplarından olan “Avucunuzdaki Kelebek” adlı kitabında hedeflerin belirlenmesi ile ilgili olarak şöyle der: "Hedeflerinizi koyarken biraz TOMBUL olmalarına dikkat edin. Eğer hayalleriniz Tombul’sa hedef olur, değilse hayal olarak kalırlar."

Ne demek TOMBUL?

Tatmin edici

Ortak

Mantıklı

Belirgin

Ulaşılabilir

Limitleri konulmuş (Sınırları çizilmiş)

                        a. Zaman

                        b. Sayı

                        c. Finans

Tatmin edici:

            Belirlenen hedefe ulaştığımızda "yaptığıma değdi" diyebilmeliyiz. Eğer hedefe ulaşmak bize tatmin sağlamıyorsa tüm çaba boşa gitmiş demektir. Sonuçta "evet istediğim tamda buydu" diyebilmeliyiz.

Ortak:

            Hedeflerinizi belirlerken o hedefe doğru ortak hareket edeceğiniz insanların fikirlerini almıyor, onları hedefe ortak etmiyorsanız, başarısızlık kaçınılmazdır.

            Hedefiniz "emekli oluğunuzda deniz kıyısında bir kasabaya yerleşmek" olsun. Emekli oldunuz eşinize ve çocuklara "haydi hep beraber deniz kıyısına yerleşiyoruz " dediğinizde, "biz gelmiyoruz, sen git" diyebilirler çünkü bu onların değil yalnızca sizin hedefinizdir, öyleyse hedefin ortak belirlenmesi çok önemlidir.

 Mantıklı:

            "Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değsin." Hedef koyarken mantıklı mı değil mi görebilmemiz çok önemli. Mantıklı ile tatmin edici arasında ki fark nedir derseniz? Hedefin tatmin edici olmasındaki kriter sizsiniz. Sizin iç sesiniz, duygularınız, kişisel mutluluğunuzdur.

            "Mantıklı" maddesinde ise kriterler, veriler önemlidir. Diğer bir deyişle tatminde iç ses mantıklıda dış ses önemlidir.

Belirgin:

            Hayalin hedef olabilmesi için bir diğer kriter; hedefin net, iyi tanımlanmış olmasıdır. "ben ileride başarılı olacağım " dediğimizde tanımlanmış hiçbir şey yoktur. "Ben lojistik sektöründe bir firmada genel müdür olacağım" dediğimiz zaman hedef belirginleşmiştir. İleride deniz kıyısında bir ev almak bir hayaldir. "Ayvalıkta deniz kıyısında bir eve yerleşeceğim" dediğinizde artık bu bir hedeftir. Temennilerin, hayallerin hedefe dönüşmesindeki altı kriterden birisi hedefin detaylı, yani çok iyi tanımlanmış olması, diğer bir ifadeyle BELİRGİN olmasıdır.

Ulaşılabilir:

            Eğer hedefler ulaşılabilir olmazsa, hayal olmaktan asla öteye gidemezler. Ulaşılabilir demek kolaylıkla elde edilebilecek şeyler demek değildir. Mutlaka çıtanın biraz yukarıda olması gerekir. Eğer çok yüksek bir hedef konulmuşsa, insan bir süre sonra kendini havucun peşinde koşan tavşan veya dolap beygiri gibi hissedecektir. Eğer hedefe ulaşamayacağımızı hissedersek umudumuzu yitiririz.

            Neyin ulaşılabilir olduğunu ancak hedefi belirleyenler yani siz bilebilirsiniz.

Limitleri konulmuş:

            Genellikle üç alanda; zaman, finans ve sayı olarak sınırların belirlenmiş olması önemlidir.

¨    Zaman: Eğer belirlediğiniz hedefte bir zaman sınırı yoksa orada bir hedeften bahsedemeyiz. Bir şeyin iki yıl ya da yirmi yıl sonra yapılmış olması arasında fark vardır.

¨    Sayı: Yine, belirlediğiniz hedefte bir sayı gerekiyorsa ve bunu koymamışsanız hedeften çok, bir hayalden bahsediyorsunuz demektir.

¨    Finans: Finansal sınırlarında çizilmesi gerekir. Aksi takdirde belirlediğiniz hedef değil bir hayal olarak kalmaya mahkumdur.

3.2. Amaçlar

¨    Temel Amaçlar

¨    Programın genel amaçları

¨    Faaliyet Amaçları olarak gruplara ayrılabilirler.

Temel Amaçlar; kalkınma planlarında yer alan, sosyal ve ekonomik nitelikli, çok uzun vadede, birçok proje veya proğram genel amacının gerçekleştirilmesi sonucu ulaşılabilecek, çok geniş kapsamlı, en üst seviyedeki nihai amaçlardır. “Kırsal kesimde yaşayanların yaşam seviyelerinin yükseltilmesi, düşük gelirli çiftçilerin gelir seviyelerinin yükseltilmesi, daha mutlu bir köy yaşamı sağlamak, ülke hayvancılığını geliştirmek vb. birçok temel amaç örneği sıralayabiliriz.” Temel amaçlar belirlenirken karşımıza şu soru çıkmaktadır. Program hangi faaliyet alanına yönelik olarak hazırlanmalıdır ki kalkınma süreci mümkün olduğunca etkin olsun?

Örneğin, temel amaç “Bir köyün sulama suyu ihtiyacı karşılanacaktır.” şeklinde ise bu durumda hazırlanacak program çiftçi gruplarına uygulanabilir. Böylece çiftçilerin sulama suyunu daha tasarruflu kullanmaları sağlanabilir. Ama aynı zamanda program, sulama suyu sağlayan kuruluşlara yönelik olarak da hazırlanabilir. Her iki kitle de çalışma alanı olarak seçilebilir. Bu durumda bir sonraki aşama programın çiftçi gruplarında ya da sulama suyu sağlayan kuruluşlarda ortaya çıkarmak istediği etkileri belirlemek olacaktır. Bu örnekte program amacı şu şekilde ortaya konulabilir; “su sağlayan kuruluşlar sulama tesislerinin bakımlarını düzenli olarak yapıyorlar.”

Proğramın Genel Amaçları; sınırları belirlenmiş, uzun dönem proğram hedeflerini oluşturan, birçok faaliyetin yapılması sonucu ulaşılabilecek olan amaçlardır. “Birim alandan daha fazla gelir elde etmek, dekara verimin artırılmasını sağlamak, bir ürünün yaygınlaşmasını sağlamak, toprağın verimliliğini korumak v.b. gibi sorunlardan yararlanarak belirlenen ve sorunun çözümünü esas alan amaçlardır.”

Program amacı, insanların ya da kuruluşların davranışlarında ortaya çıkarılmak istenen değişikliği ifade eder. Program faaliyetleri bu değişikliğin ortaya çıkarılmasına yönlendirilir. Program amaçları üst amaçlara ulaşılacak yolda birer kilometre taşı olarak da ifade edilebilirler.

Bir program ortaya çıkabilecek etkileri değil, ancak faaliyetleri garanti edebilir. Bir proje veya programın yönetimi etkileri sürekli izlemek ve çıkması muhtemel aksaklıkları düzenlemekle yükümlüdür.

Faaliyet Amaçları; bir programda yer alan herhangi bir faaliyetin yapılma amacıdır. Pratik ve doğrudan uygulamaya dönük olan, genel amaçlara ulaşmak için yapılacak işlerin ayrıntılı tanımıdır. Faaliyetin konusu ile yakından ilişkili ve sınırlı olup, yapılacak faaliyet sonucunda ulaşılmak isteneni anlatır.

Faaliyet amacı, proğramın genel amaçlarına ulaşmak için planlanan faaliyetin neticesinde elde edilmek istenen olumlu durumdur. Diğer bir ifade ile bir faaliyet sonucunda elde etmek istediğimiz davranış değişikliğidir. Bir toplantının sonunda katılımcılarda sağlamak istediğimiz davranış değişikliği toplantının faaliyet amacıdır.

Örnek: Zeytinde gübreleme ile ilgili olarak yapılacak bir Metot Demonstrasyonuna ait faaliyet amacı; “Zeytin ağaçlarına gübrelerin verilme şekillerinin neler olduğu, gübrelerin en az kayıpla nasıl verildiği ile ilgili yapılması gereken uygulamaları yaparak göstermek ve çiftçileri uygulamalara bizzat katarak öğrenmelerini sağlamak.” şeklinde olabilir.

 3.3. Problem Analizi ve Problem Ağacının Oluşturulması

Kalkınma projeleri/programları normal olarak kalkınma problemlerinin yok edilmesinde ortaya konulan ve önerilen çözümler bütünüdürler. Bu noktada problem analizleri; temel problemlerin neler olduğunu ve bu problemler arasındaki Neden-Sonuç ilişkilerinin nasıl şekillendiğini gösterirler. Bu analizlerin temel amacı “Kök Nedenleri” belirlemeye çalışmaktır. Böylelikle proje/program hazırlığında sadece problemin etkilerinden bahsedilmez aynı zamanda problemin gerçek nedenlerinden de bahsedilir. Açık ve kapsamlı bir problem analizi daha sonra amaçların tespitinde güvenilir bir kaynak oluşturur.

            Bu noktanın daha iyi anlaşılabilmesi için tıbbi bir örnekleme kullanılabilir. Eğer siz çok şiddetli bir baş ağrısı ile doktora gidiyorsanız ve doktor detaylı bir inceleme yapmaksızın bir ağrı kesici veriyorsa bu doktor sadece sonucu tedavi etmiş, nedeni ortadan kaldırmamış olacaktır. Baş ağrısına neyin neden olduğu tespit edilmeden bu ağrı, ilaçlı tedavi biter bitmez yeniden ortaya çıkacaktır. Problemlerin nedenlerini değil etkilerini temel alan programların kalıcı yararlar sağlamaları çok da mümkün değildir.

3.3.1. Problem

            Birey ya da toplumların karşılaştığı, başarıya ulaşmaları için çözülmesi zorunlu olan güçlüktür problem. Birey başlangıçta yalın ve basit problemlerle karşılaşırken hayatının ileriki yıllarında daha karmaşık problemlerle karşı karşıya gelir. Problemler birey veya kurumun ortaya koyacağı verimliliği ve performansı doğrudan etkiler. Çözülen her problem yeni bir durum ya da gelişme yaratır.

            Problemlerin kendilerine özgü anatomik yapıları vardır.

¨    Genellikle kendilerini belli etmeden dallanıp budaklanırlar.

¨    En beklenmedik zamanda aniden ortaya çıkarlar.

¨    Büyüklüklerini ve sınırlarını çizmek oldukça zordur.

¨    Göründüklerinden ya da algılandıklarından çok daha farklı olabilirler.

¨    Neler olup bittiğini algılamamızı güçleştirirler.

¨    Ortaya çıkmalarının genellikle birden çok nedeni vardır.

¨    Kendi kendilerine çözülmeleri neredeyse imkansızdır.

¨    Bireylerin yaşama biçimi, kurumların yapı ve işleyişinin değişmesine neden olurlar.

¨    İnsanlar içgüdüsel olarak sorunlardan uzak durmayı ya da sorunlarla birlikte yaşamayı tercih ederler.

¨    Beraberinde büyük yıkım ve sıkıntıları veya önemli gelişme ve ilerlemeleri getirirler.

¨    Problemler ne denli karmaşık ve çok yönlü olursa olsun mutlaka bir çözüm yolu vardır.

¨    Önemli olan nokta her problemin farklı çözüm yolları olabileceğinin göz önünde bulundurulmasıdır.

3.3.1.1. Problemlerin Özellikleri ve Problem Çözme

¨    Problemler asla çözümsüz değillerdir.

¨    Hızlı hareket etmeyi ve düşünmeyi gerektirir.

¨    Yeni yapı ve anlayışların ortaya çıkmasını sağlayabilirler.

¨    Karar vermek analitik ve yaratıcı düşünmeyi gerektirir.

¨    Gerçek nedeni ya da nedenleri saptamak çözüme yarı yarıya ulaşmak demektir.

¨    Sorunları çözmek etkili karar vermeyi gerektirir. En önemli sorun ise nereden başlanacağına karar vermektir.

¨    En iyi çözüme ulaşmak en iyi bilgi ve bulguyu gerektirir

¨    Sorunları çözmek işbirliği ve ekiple çalışma tekniklerinden yoğun olarak yararlanmayı gerektirir.

3.3.1.2. Problem Çözmede Kullanılan Araçlar

            Burada yalnızca bazılarını kısaca anacağımız birçok problem çözme araçları vardır. İçlerinden “Problem Ağacı” yöntemini kullansak da, başka problem çözme araçlarının da var olduğunun bilinmesinde yarar vardır. Bunlardan bazıları:

¨       Pareto Analizi (çizelgesi): Sonuçların büyük bir çoğunluğunun, sebeplerin küçük bir yüzdesi yüzünden ortaya çıktığını savunan bir kavramdır. Oluşan sorunların %80’inin, olası sebeplerin %20’si tarafından oluştuğu ilkesini savunan bir tekniktir. Bir soruna yol açan nedenlerin  öncelikle hangisini ortadan kaldırmaya veya etkisini azaltmaya yönelik çalışmalıyız? Bu konuda karar verebilmek için pareto analizi  yapmak   gerekmektedir. İncelenecek sorun belirlenir. Veriler toplanır (sorunu çıkaran hatalar / nedenler belirlenir). Soruna sebep olan hataların tekrar etme sıklığı tespit edilir. Nedenler (hatalar) gruplandırılır. Hataların yüzdelik ağırlıkları hesaplanır. Oranlar büyükten küçüğe doğru sıralanır. Pareto analizi bir soruna (sonuca ) yol açan nedenleri önem sırası açısından değerlendirmeye yarar.   

¨       Beyin Fırtınası: Yaratıcı düşünceler üretmek için kullanılır. Çok sayıda fikri, bir grup insandan kısa sürede elde etme olanağı sağlar. Katılımcıların problemle ilgili yaratıcı fikirlerini eleştirme olmadan açıkladıkları, birbirleriyle fikir alış verişinde bulundukları ve yaratıcı düşünme güçlerini geliştirdikleri bir tekniktir. Katılımcılara bir konu verilir, ilk akıllarına gelen çözüm yolu istenir, çözümler yazılır, mümkün olduğunca çok fikir üretilir, tüm fikirler okunarak benzerler eşleştirilir, içlerin en iyileri belirlenir.

¨       Neden/Sonuç (Balık Kılçığı) Diyagramı: Oluşan şekil balığın kılçığını andırdığı için bu adla anılmıştır. Araştırılacak sorun kutu içine alınarak okla gösterilir. Bu soruna sebep olabilecek ana nedenler birer kutu içine alınarak bu oka bağlanır. Her ana nedenin hataya sebep olabilecek alt nedenleri işaretlenir. Önem sırası belirlenir. Belirlenen bu nedenlerin doğrulanması için veri toplanır, incelenir ve yorumlanır. Sorun giderilene kadar devam edilir.

¨       Güç Kaynağı Analizi: Bir problemin çözümünü destekleyen veya karşı olan faktörlerin belirlenmesi için kullanılır.  İki güç vardır; 1- İtici güç; değişikliğe zorlayan güçtür.  2- Önleyici güç; hareketi engelleyen güçtür. Problem bu iki açıdan değerlendirilerek, probleme yönelik çözümler belirlenmeye çalışılır.

¨       Altı Şapkalı Düşünme Tekniği: Düşünce ve önerilerin belirli bir düzen içinde sunulması ve sistematikleştirilmesi için kullanılan bir yöntemdir. “Şapkalar” düşüncelerin ayrıştırılması için kullanılan bir semboldür. Şapkaların rengi değiştikçe rengin simgelediği düşünceler belirli bir düzen içinde aktarılır. Beyaz Şapka; Net bilgiler (tarafsız şapka): Görüşülen konu ile ilgili net bilgiler, sayılar, araştırmalar, kanıtlanmış veriler ortaya konur.                           Kırmızı Şapka; Duygular (duygusal şapka): Görüşülen konu ile ilgili olarak, kişilere hiçbir dayanağı olmadan hislerini söyleme şansı verir.

Siyah Şapka; Tehlikeler (kötümser şapka): Görüşülen konunun riskleri, gelecekte doğuracağı problemler, eleştiriler ortaya çıkar.

Sarı Şapka; Avantajlar (iyimser şapka): O işin avantajları ortaya konulur. Getirileri göz önüne alınır.

Yeşil Şapka; Yaratıcılık (yenilikçi şapka): Konuyla ilgili alternatifler araştırılır. Yaratıcılık ön planda tutulur ve toplantıya katılanların yaratıcı olmaları teşvik edilir. Önemli olan fikrin saçma olup olmaması değil, orijinal, yeni ve üretken olmasıdır.

Mavi Şapka; Sonuçlar (serinkanlı şapka): Düşünce sistematize edilir. Toplantının sonuçları ortaya çıkarılır, durum analizi yapılır ve özetlenir.   

¨    Ağaç Diyagramı (Problem Ağacı): Belli bir amaca erişmek için izlenmesi gereken yolların, sistematik bir şekilde giderek artan bir detay düzeyinde grafiksel ifadesidir. Ne Zaman Kullanılır?

¨       Genel amaçların özel uygulama detayına indirgenmesi gerektiğinde.

¨       Bütün uygulama seçeneklerinin belirlenmesi gerektiğinde.

¨       Temel sebepleri belirlemek için, (örneğin, neden-neden diyagramı) (sebep-sonuç diyagramına alternatif)

¨       Fikirlerin açığa kavuşması için.

¨       Bir uygulama gerçekleşirken olabilecek engeller/aksaklıkların ve bunların etkilerini azaltmak için ne yapılabileceğinin belirlenmesi amacıyla. (Örneğin, süreç-karar proğram şeması)

1.Amaç belirlenir.

¨       İlişki diyagramındaki temel sebep/sonuçlar

¨       Yakınlık diyagramındaki başlıklar

¨       Uzlaşma tartışması

2.Doğru takım oluşturulur.

¨       Detaylı uygulama bilgisine sahip hareket planlayıcıları

3.Ana amaç ile ilişkili olan alternatif sebepler, taktikler veya işler belirlenir.

¨       Beyin fırtınası kullanılabilir.

¨       Her bir alternatif, kart veya post-it üzerine yazılabilir.

4.Fikirler değerlendirilir ve makul bir sayıya düşürülür.

5.Ağaç oluşturulur.

¨       Birinci düzey: Genel amaç, kavram, fikir.

¨       Diğer düzeyler: Her seferinde bir basamak olmak üzere, neden, nasıl ve ne gibi soruların cevaplarından oluşur.

3.3.2. Problem Ağacının Kullanımında Dikkatle Edilecek Noktalar

¨    Problem analizlerinde kullanılabilecek iki temel uygulama vardır: İlki ana problem metodu, burada problemler ya da sınırlılıklar gruptan gelecek fikirlere göre şekillenir ve sonuçta bir ana problem ve bunun neden ve etkileri ortaya konulur. Diğeri ise hedefe yönelik metotlardır. Bu metotta başlangıçta geniş anlamda; bir temel amaç, verilir daha sonra fikirler bir neden-sonuç mantığı içerisinde değerlendirilir. İki yöntemde aynı oranda pratik ve kullanılabilir yöntemlerdir, seçim kişisel ilgilere bağılıdır.

¨    Problem analizi, ilgi gruplarına hitap eden, “grup çalışma faaliyeti” olarak belirlenmelidir. 25 kişiye kadar gruplardan oluşan bir atölye çalışması, problem ağacının oluşturulmasına uygun bir yöntemdir. Böylelikle sonuçların analizi, çözüm önerileri daha kolay tespit edilir.

¨    Aynı konudaki bir problem analizinin farklı gruplarla uygulanması konuya değişik bakış açılarının kazandırılması açısından yerinde bir uygulama olabilir.

¨    Süreç, elde edilecek sonuç kadar önemlidir. Uygulama, tecrübe olarak katılmak isteyen ve farklı görüşlere sahip kişilere açık olmalıdır. Buna karşın problem ve öneriler konusunda gruplar arasında tam bir görüş birliği beklenmemelidir.

¨    Ayrıca problem ağacının basit ama gerçekçi olmasına özen gösterilmelidir. Eğer problem ağacı, çok karmaşık olursa analizlerin tam olarak yapılmasına imkan vermeyecektir.

3.3.3. Problem Ağacı Oluşturmada Hazırlık Aşamaları:

Bir problem ağacının hazırlığına başlanmadan önce yapılacak analizlerin kapsamını/sınırlarını belirlemek gerekir. Bir proje hazırlık çalışmasında, katılımcılar ön çalışma ve hazırlık yapmak durumundadır. Aksi halde sınırsız sayıda problemle uğraşmak durumunda kalınacaktır. Bu nedenle ilk planda elde edilen bilgilerin temel amacı çalışma alanını sınırlamak olmalıdır. Bu aşamadan sonra toplanacak bilgiler, sınırları belirlenmiş olan çalışma alanına ilişkin daha detaylı bilgiler olacak, böylece ana problemin ne olduğu daha iyi şekillenecektir.

Hedef ve ilgi gruplarının belirlenmesi; eğer bir projede belirli grupları bir araya getirecekseniz mutlaka konuyla ilgili ve bilgi sahibi insanları bir araya getirmeye çalışınız. Örneğin, bir sağlık-kanalizasyon probleminde mutlaka su temini konusunda çalışma yapılması gerektiğine inanıyorsanız bu durumda bir inşaat mühendisini, çevre mühendisini ayrıca ve kesinlikle çalışma yapılacak toplumun sizin kanınıza göre projenin hazırlanmasında katkıda bulunacak temsilcilerini de davet etmelisiniz. Böyle bir grup, fikirleri belirlemede, analiz etmede ve organizasyon konusunda yardımcı olacaktır. Katılımcılar çalışma öncesinde bilgilendirilecek olurlarsa daha yararlı ve verimli olacaklardır. Bütün katılımcılar, bu analizlerin niçin yapıldığı, projenin içeriğinin ne olduğunu ve kendilerinden hangi katkıların beklendiğini bilmelidir.

3.3.4. Problem Ağacı Oluşturma Çalışmasında İzlenecek Yol

Adım–1: Çalışmanın amacını, problem ağacı oluşturma metotlarını ve gereken diğer bilgileri katılımcılara veriniz. Ayrıca temel problemin tespitinin önemini vurgulamadan önce neden-sonuç ilişkisine ait birkaç örnek veriniz.

Adım–2: Amaca yönelik metodu kullanacaksanız, konuyla ilgili olarak grubun katkılarını almaya başlayınız. Hedefe yönelik metodu kullanacaksanız, temel problemin ne olduğunu yani çalışma konusunu gruba izah ettikten sonra temel problemi net bir ifadeyle bir karta yazınız. Grubun katkılarını almaya başlayınız. Duruma ilişkin bütün negatif ifadelerin analiz edilmesi gerekir ve her bir problem ifadesini açık bir dille bir karta yazılmasını sağlayarak tahtaya asınız.

Adım–3: Temel problemin tespitinde amaca yönelik metodu kullanıyorsanız, tartışmalar yoluyla temel problem üzerinde bir uzlaşma sağlayınız. Temel problemi net bir ifadeyle bir karta yazınız ve bütün grubun göreceği bir şekilde tahtaya asınız.

Adım–4: Nedenlerin ve etkilerin belirlenmesi. Tartışma yoluyla bütün negatif ifadelerin neden mi yoksa sonuç mu olduğuna karar veriniz. Burada ölçüt şudur; nedenler temel problemin oluşmasına sebep olurken, sonuçlar temel problemden kaynaklananlardır.

Adım–5: Çalışmanın herhangi bir aşamasında karşımıza net olmayan ifadeler çıkarsa, bunları netleştirin ya da değerlendirme dışında bırakın. Doğaları gereği çok genel olan problemler proje çalışmalarını etkilemeseler bile problem ağacında temel kısıtlamalar olarak bulunmalıdırlar. Bu temel sınırlamalar çalışma sırasında analiz edilmeli ama projenin içersine karıştırılmamalıdır. Bu tip temel kısıtlamalara örnek olarak, kurumsal işleyiş bozuklukları, yetersiz hükümet gelirleri, ya da yüksek nüfus baskısı anılabilir. Bu tip temel kısıtlamalar, rizikolar olarak ilerde proje hazırlığı aşamasında ele alınmalıdır.

Adım–6: İfadelerin ağaca yerleştirilmesi. Belirlenen bütün nedenleri birbirleriyle olan ilişkilerine göre temel problemin altına, sonuçları ise temel problemin üst tarafına yerleştirin. Neden ve sonuçları kendi aralarında gruplarken; bir olumsuz ifade seçiniz ve şu soruyu sorunuz “ne buna sebep oluyor?” Böylece negatif ifadelerden söz konusu problemin nedeni ortaya konulacaktır. Bunu söz konusu problemden bir alt basamağa yerleştiriniz. Eğer bir problem için iki ya da daha fazla neden varsa bunları kombine etmeyi deneyiniz. Aksi takdirde bu iki nedeni birbirinin yanına koyunuz.

Adım–7: Bütün ilişkiler için kartları yerleştirdikten sonra gruba sorunuz, bu problemi meydana getiren daha fazla neden var mıdır? Ya da bir problemin doğurduğu birden fazla etki var mıdır? Eğer bir probleme ait birden fazla neden (ya da etki) varsa bunları yan yana koyunuz.

Adım–8: Mantığı kontrol ediniz. Her bir aşamanın kontrolünde, katılımcıları kontrolleri ve gerekli değişiklikleri yapmaları için davet ediniz. Bütün kartlar yerleştirildikten sonra problem ağacının strüktürünü kontrol ediniz. Burada her bir kart için gruba “Bu problemin, nedeni ya da etkisi bu mudur?” diye sorarak tüm kontrolü gerçekleştiriniz.

Adım–9: Problem ağacını çiziniz. Bu ağaçta, aşağıdan yukarı doğru olan ilişkiler nedenlerin doğurduğu sonuçları gösterirken, yukarıdan aşağıya olan ilişkiler probleme ait nedenleri göstermektedir. Yatay ilişkiler ise toplu olarak problemleri ya da nedenleri göstermektedir. Bu çizimden sonra ağaçtan yeterli sayıda kopya oluşturarak katılımcılara dağıtınız ve belirli bir zaman aralığında düzeltmeler konusunda yardımlarını isteyiniz.

3.3.5. Amaçların Analizi

Problem ağacı tamamlandıktan sonra amaç ağaçları hazırlanmalıdır. Problem ağacı, problemler arasındaki neden-sonuç ilişkilerini gösterirken, amaç ağaçları, araç-sonuç ilişkilerini göstermektedir. Böyle bir yapı, projenin mantıksal bir matris çerçevesinde tanımlanması sonucunu doğurur.

Problem ağacındaki negatif ifadeler, amaç ağacında tamamen pozitif olarak ifade edildikten sonra aşağıdaki kriterlere göre değerlendirme yapılmalıdır.

¨    Bütün ifadeler açık ve anlaşılır mı?

¨    Her bir açıklama arasındaki ilişkiler mantıksal mı? (bir ifadenin sonucu üstteki bir başka ifadenin gerçekleştirilmesine yardım ediyor mu?)

¨    Başka pozitif ifadelerin amaç ağacına dahil edilmesine gerek var mıdır? Başka detaylar gerekli olabilir mi?

¨    Bir kademedeki bütün ifadelerin sonuçları, bir üst kademedeki ifadenin etkilerinin ortaya çıkması için yeterli mi?

¨    Ağacın genel yapısı yeterince basit ve anlaşılır mı?     

      Bu ana noktalar kontrol edildikten sonra amaç ağacında gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

4 PROGRAM AMAÇLARININ BELİRLENMESİ

            Yayım/danışmanlık programlarının sonucunda bireyler, gruplar veya topluluklarda bir takım davranış değişiklikleri beklenir. Bu beklentiler amaçlar bölümünde yer alan ifadelerden oluşur. Bu ifadeler faaliyetler, metotlar, vasıtaların listeleri, katılanların sayısı demek değildir. Bu söylediklerimiz sadece amaçlara ulaşma yolları yani araçlardır.

      Açık ve belirgin şekilde yazılmış bir amaçlar bölümü, mevcut durumun analizi bölümünde belgelenen sorunlardan direkt olarak türetilir.

¨    Ekip çalışması ve işbirliği tesis eder.

¨    Eğitimsel metot ve deneyimlerin seçimine rehberlik eder.

¨    Program sonuçlarının ölçütlerini gösterir.

¨    Uzun vadeli stratejik planlarda belirlenen tahmini sonuçlar ve etkilerle uyumludur.

            Bir yayım/danışmanlık programı, etkilemek istediğiniz çiftçiler tarafından kullanılabilecek bilgilerin sağlanması amacıyla planlanmalıdır. Bu planlamada, çiftçilere ulaştırılacak olan bilgilerle örneğin; etkilemek istediğiniz çiftçilerin zaman, işçilik, makine-ekipman v.b faktörler açısından daha varlıklı bir seviyeye ulaşması beklenmemelidir.

            Planlamada önerilecek girdiler, çiftçiler tarafından satın alınabilecek girdiler olmalıdır. Çiftçinin ürettiği ürün satılabilmelidir. Tavsiyeler çiftçinin uygulamakta olduğu mevcut tarım tekniği ile uyumlu olmalıdır. Hedef alınan çiftçiler gerektiğinde yeterli krediyi temin edebilmelidir. Öneriler, çiftçi topluluğunca sosyal açıdan kabul edilebilir olmalıdır.

            Bir yayım/danışmanlık programı, çiftçilerin kullanmak isteyecekleri bilgileri sağlamak üzere planlanmalıdır. Sağlanacak olan bu bilgiler çiftçinin ilgisini çekebilecek yeterli ekonomik ve sosyal avantajları beraberinde getirmelidir. Ne çok basit ne de çok karmaşık olmayan, çiftçiyi bir kerede birden fazla değişikliğe zorlamayacak, çiftçilerin uygulamakta oldukları mevcut tarımsal teknikleri geliştirirken adım adım ilerlemelerini sağlayacak şekilde bilgiler vermek üzere planlanmalıdır.

Bu açıklamaları dikkate alarak bir programın amacını şu şekilde açıklayabiliriz.

Yıllık yayım/danışmanlık programı; bir sonraki yıl planın uygulanacağı ilde, çiftçilerin uyguladıkları tarımsal faaliyetlerde yapacakları belirli değişikliklerin, tarımsal yayım/danışmanlık hizmetleri yoluyla nasıl yönlendirileceğinin anahtarıdır.

4.1. Programın Temel Amaçlarının Tespit Edilmesi

            Bir yayım/danışmanlık programının temel amaçlarının tespit edilebilmesi için; ulusal ve yöresel ihtiyaçlar hakkında bilgi sahibi olunması gerekir. Ulusal ihtiyaçlar hakkında; beş yıllık kalkınma planları, DPT’nin üretim hedefleri, Strateji Geliştirme Başkanlığı ve Genel Müdürlükler vb. tarafından tespit edilen ihtiyaçlar sayesinde bilgi sahibi olmak mümkündür.

      Yöresel ihtiyaçlar hakkında ise aşağıda belirtilen tipte bilgiler ile bilgi sahibi olunabilir. Yöresel problemler ve bunların çözümünde başvurulabilecek kaynaklar;

¨       Gelişme için yararlı olabilecek yöresel potansiyeller

¨       Gelişmeyi etkileyen teknik problemler (Mozaik virüsü v.b gibi)

¨       Yöre çiftçisi tarafından gerçekleştirilmiş olan teknik ilerlemeler veya yöre çiftçilerinin bazı problemlere kendilerinin bulduğu çözümler.

¨       Gelişmeye engel olan sosyal problemler (Örneğin, hayvancılıkla uğraşan komşu köylerin ortak olarak kullanılan çayır-meralarda münavebeli olarak hayvanlarını otlatmaya yanaşmamaları gibi.)

¨       Bir önceki yayım/danışmanlık faaliyeti ve özellikle izleme ve değerlendirme sonuçları göz önüne alınmalıdır.

4.2. Program Hazırlamada Uygun İçerik Seçimi

            Uygun içeriğin seçilmesi yayım/danışmanlık süreci için çok önemlidir. Bir yayım/danışmanlık sisteminin başarısı büyük ölçüde verdiği mesajların kabulüne bağlıdır. Eğer iyi bir yayım/danışmanlık-çiftçi ilişkisi varsa daha fazla sayıda çiftçi, verilen mesajları alacak ve uygulayacaktır.         

            Program içeriğinin uygunluğu değişken bir özellik arz eder. Aynı ekolojik bölgede yaşayan iki çiftçi ailesinden birisi için uygun olan içerik, diğeri için uygun olmayabilir. Ya da bir ülke için uygun olan başka bir ülke için uygun olmayabilir. Örneğin, Japonya gibi toprağın kısıtlı bir üretim faktörü olduğu bir ülkede teknolojik gelişme; biyolojik teknolojilere, örneğin tohumlukların kalitesinin arttırılmasına yönelirken, ABD gibi toprağın bol olduğu ülkelerde teknolojik gelişme mekanizasyona yönelmektedir. Bazı ülkelerde ise teknolojik gelişme pazar koşullarının etkisi altında olabilmektedir.           

Yukarıda verilen örneklerden hareketle bir yeniliğin uygunluğu dört ana başlık halinde belirlenebilir.

1. Teknik uygulanabilirlik

2. Ekonomik uygulanabilirlik

3. Toplumsal kabuller

4. Çevre bakımından güvenilirlik ve sürdürülebilirlik

4.2.1. Teknik Uygulanabilirlik

            Bir yeniliğin teknik uygulanabilirliği iki açıdan incelenmelidir. Bunlardan birincisi çiftçilerin kendi koşullarında bu yeniliği uygulayıp uygulayamayacakları, ikincisi ise araştırmanın ulaştıklarına bir çiftçi ailesinin ulaşıp ulaşamayacağı,

            Örneğin, mısır veya pirinç hasadı gibi ileri teknoloji gerektiren durumlarda kimi çiftçiler bu tip teknolojileri tercih ederlerken bazı teknolojiler küçük çiftçilerin üretim sistemlerine uygun olmayabilir.

Bir yeniliğin teknolojik potansiyeli ile teknik uygulanabilirliği arasında bir belirginleştirme yapmak gerekir. Teknolojik potansiyel test sonuçlarıdır ve kontrollü koşullara bağlıdır. Teknik uygulanabilirlik ise bir çiftçi ailesinin çevre koşullarında ulaşılan sonuçtur. Bu sadece teknik faktörlerle sınırlı değildir, aynı zamanda çiftçi ailesini etkileyen sosyal, ekonomik ve politik faktörlerle de sınırlıdır. Yeni teknolojiler normalde kendi koşullarında üretilirler ama çiftçi için önemli olan bunun kendi koşullarına uygun olup olmadığıdır.

4.2.2. Ekonomik Uygulanabilirlik

            Bir teknolojiyi veya teknoloji paketini kendi işletmesinde uygulamak, çiftçi açısından ekonomik etkilere sahiptir. Çiftçiler öncelikle hem insan hem de finans kaynaklarını esas alarak düşünmek zorundadırlar. Bu teknolojinin avantajlarından yararlanmak için çiftçi gerekenleri alabilecek finans kaynağına sahip midir ya da yenilik daha fazla sayıda işgücü istihdam etmeyi mi zorunlu kılmaktadır? Eğer böyle ise bu giderler karşılanabilir durumda mıdır? Örneğin herkesin beklediği yeşil devrim beklendiği kapsamda gerçekleştirilememiştir. Çünkü bu yeni teknolojiyi kullanması beklenenler gübre, tohum ve diğer girdileri satın alamamışlardır.

4.2.3. Toplumsal Kabul Edilebilirlik

            Yenilikler teknik olarak güvenilir ve kabul edilebilir olabilirler ama son kullanıcıların sosyal normları ile uyuşmayabilir, hatta sosyal problemlere neden olabilirler. Örneğin Zaire’de kadınların ekonomik durumlarını iyileştirmek amacıyla maniok üretimini yükseltme çalışmaları, kadınların diğer toplumsal görevlerinin yeterince çok olması nedeniyle iş yüklerini daha da arttırmış ve söz konusu çalışma başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sosyal yapı bakımından bazı yeniliklerin ve teknolojilerin kabulü toplum içerisindeki güç ilişkilerinin değişmesine neden olabilir.            Toplumsal yapı içerisinde o anki koşullardan kaynaklanan problemler de yaşanabilir. Herkes tarafından kabul edilebilecek bir yenilik o anki koşullar nedeniyle bir bölgede reddedilebilir. Örneğin; pazarlama koşulları bakımından çiftçinin kısa bir süre önce olumsuz tecrübeler yaşadığı bir ürün için yapılacak bir yayım/danışmanlık çalışması kısa vade de negatif sonuçlar gösterebilir.

4.2.4. Çevre Bakımından Güvenilirlik Ve Sürdürülebilirlik

            Bir yayım/danışmanlık programı önerilen yeniliğin çevreye olan etkilerini de dikkate almalı ve önemli olan hususun kısa süreli başarılar değil, uzun vadede sürdürülebilir kalkınma olduğunu göz ardı etmemelidir.

4.3. Programın Hedef Kitlesinin Belirlenmesi

            Yayım/danışmanlığın hedef kitlesi belirli bir tarımsal politik çerçevenin içerisinde belirlenmelidir. Bu çerçeve aşağıda geniş bir şekilde belirtilen kategorilerin içerisinden yapılacak seçimin sınırlarını çizmelidir. Tarımsal kalkınma, bugün sadece (eskiden olduğu gibi) genel çiftçilere hitap etmekle yetinmemeli, bunların içerisindeki gruplar da (kadınlar, gençler, topraksız çiftçiler) net olarak ifade edilmelidir. Hedef kitlenin seçiminde kullanılabilecek grupların belirlenmesi, tarımsal kalkınma açısından büyük önem arz etmektedir.

4.3.1. Ekolojik Bölgelere Göre Gruplandırma

            Çiftçiler için uygun teknolojilerin ve yayım/danışmanlık mesajlarının belirlenmesinde ilk adım çiftçilerin, içinde bulundukları ekolojik bölgelere göre gruplandırılmasıdır (toprak çeşitleri, yağış miktarı, eğim, yükseklik vb). Yöreye uygun teknolojilerin geliştirilmesinde, etkili olan ekolojik faktörlerin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır.

4.3.2. Kaynak Durumlarına Göre Gruplandırma

            Her bir ekolojik bölgenin içerisinde sosyo-ekonomik faktörler nedeniyle bir çok çiftçi grubu olacaktır. Bu faktörler toprak, iş gücü, sermaye, pazara olan mesafe, girdi temini, bilgi düzeyi ve bilgiye ulaşma olanakları gibi hususlardır. Bu faktörler çiftçinin bir yeniliği kabulünü etkilemektedir.

Bu nedenle uygun teknolojinin seçiminde bu faktörlerin dikkate alınması, yeniliğin kabulünü kolaylaştırır ya da zorlaştırır.

¨    Toprak büyüklükleri (küçük, orta, büyük çiftçiler)

¨    Mülkiyet durumu (mülk sahipleri, kiracılar, ortakçılar)

¨    Sulama durumu (sulanabilir, susuz araziler)

¨    İş gücü durumu (aile işgücü, ücretli işgücü)

¨    Girdiler (ıslah edilmiş tohumluklara ulaşılabilirlik, gübre, ilaç)

¨    Pazar koşulları (uzaklık, depolama koşulları, ulaşım)

¨    Sermaye (kredi kaynakları ve maliyetler, güvence şekilleri, kredi temin kolaylıkları)

¨    Bilgi kaynakları (yayım/danışmanlık servisine ulaşabilirlik, bilgi düzeyi)

4.3.3. Cinsiyet

Kadınların tarımsal üretimdeki rolleri bugün aktüel bir meseledir. Birçok çalışma ile kadınların ekonomik ve ekonomik olmayan sektörlerdeki katkıları tespit edilmiştir. Bu nedenle yayım/danışmanlık programlarında kadın çiftçiler dikkate alınmalı ve onlara uygun mesajlar hazırlanmalıdır. İlk olarak tarımsal üretimde kadınların özel rolleri tespit edilmelidir.

4.3.4. Yaş

            Birçok gelişmekte olan ülkede tarım hala en önemli sektördür. Tarımsal faaliyetler hala nüfusun % 20–80’inin yaşadığı kırsal alanda yürütülmektedir. Bu bölgeler genellikle yetersiz eğitim, sınırlı çalışma koşulları ve genç nüfusun bölgeyi terk etme isteği ile karakterize edilmektedir.

Yayım/danışmanlık, yaş gruplarını önemli bir faktör olarak dikkate almalıdır. Sadece genç nüfusu değil diğer yaş gruplarını da amaçlamalıdır. Normalde tarım sektörü kullanılan düşük teknoloji ve düşük kazanç nedeniyle yetersiz bir statüye sahiptir. Yayım/danışmanlık programları bu nedenle hem kullanılan teknoloji düzeyini hem de geliri arttırmayı amaçlamalıdır. Eğer bu yapılabilirse genç nüfusun kırsal alanda kalması için iyi bir şans yakalanabilir. Bu hususa genç nüfusu her konuda bilgilendiren ve tarımda çalışmaları için motive eden eğitimlerin, yayım/danışmanlık programlarına dahil edilmesi önem taşımaktadır.

4.4. Programa Dahil Edilecek Konuların Tespit Edilmesi

            Bir programın planı, bütün işlemlerin başarıyla yapılabilmesini mümkün kılacak şekilde hazırlanmalıdır. Bölge için önemli birkaç konunun seçilerek programa konulmasıyla elde edilecek başarı, birçok önemsiz konunun, programa alınmasıyla elde edilecek başarıdan daha yüksek olacaktır.

Bu konular tespit edilirken; uygulanmakta olan mevcut yayım/danışmanlık programı, ulusal ve yöresel ihtiyaçlar göz önüne alınmalıdır. Bu ihtiyaçlar konuların tespitinde önemli kriterleri teşkil etmektedir. Ancak yıllık yayım/danışmanlık programı geçen yılın programı ile gelecek yılın programından ayrı düşünülerek planlanmamalıdır. Programlar arasında belli oranda bir devamlılık olmalıdır.

Zaten yeni uygulamaya giren program hazırlama yöntemi, programa alınan konularda belirlenen amaçlara ulaşıncaya, belirlenen hedefler gerçekleşinceye kadar programda kalmalıdır. Yayım/danışmanlık programının geçmiş ve gelecek yılların programlarıyla bir ölçüde devamlılık göstermesi muhtemeldir. Ancak bazı tavsiyelerin programdan zaman içerisinde tamamen çıkarılması da mümkündür.

 

4.4.1. Program çerçevesinde çiftçiye götürülen tavsiyeler ne zaman programdan çıkarılmalıdır?

¨    Önerilen tekniğin yeterli sayıda çiftçi tarafından kabul gördüğünün ve dolayısıyla hedeflenen diğer çiftçilere bu tavsiyenin yoğun bir yayım/danışmanlık faaliyetinde bulunmadan aktarılabileceğinin anlaşılması halinde, söz konusu tavsiye hedefine ulaşmış demektir ve dolayısıyla bu tip öneriler programdan çıkarılır.

¨    Bu tavsiyeler artık Bakanlık tarafından desteklenmiyorsa programdan çıkarılır.

¨    Öneriler önceliğini kaybettiği zaman programdan çıkarılmalıdır. Bazı öneriler zamanla önemini kaybedebilirler.

¨    Çiftçilerin kabul etmedikleri ve mevcut durumda da kabul etmesi mümkün olmayan tavsiyeler de programdan çıkarılmalıdır.

4.4.2. Seçilecek olan konular,

            Program hazırlanırken konuların seçiminde faydalanacak kaynaklar:

¨    Daha önceki programlarda da yer alan konular,

¨    Daha önceki programlarda yer alan ancak yeni araştırma sonuçlarına göre veya yeni bir yaklaşımla çiftçilere önerilmek üzere revizyona uğrayan konular

¨    Yeni konular olabilir.

4.4.2.1. Daha önceki programlarda yer alan konular

Programda yer almasını istediğiniz ve daha önceki programlarda da yer almış olan konuların tespiti için çeşitli bilgi kaynaklarına ihtiyaç vardır.

Yayımcı/danışmanların görevli olduğu bölgelerde hangi programın başarılı olma şansının olduğu (Bazı çiftçilerin önerileri neden kabule yanaşmadıkları, bu önerilerin bölgedeki çiftçilerin yararına olabilecek bir başka programı destekleyecek nitelikte değiştirilmesinin gerekip gerekmediği hakkında yayımcı/danışmanların fikirleri gibi bilgiler bu elemanlar kanalıyla elde edilebilir.)

Çiftçiler bu programda yer alan hususlar hakkında ne düşünmektedirler. Daha önceki programlarda yer alan önerileri uygulamışlar mıdır veya bu öneriyi uygulamayı düşünüyorlar mı ya da uygulamayı düşünmüyorlarsa bunun sebebi nedir? Program kendileri için faydalı olacak konuları içermekte midir, hangi konular onlar için daha önemlidir gibi bilgiler çiftçilerden elde edilebilir.

4.4.2.2. Daha önceki programlarda yer almış ancak revize edilmiş konular

Bazı durumlarda bir programın başarılı olmadığı görülür. Program, tüm çiftçiler üzerinde başarısız olabileceği gibi, sadece hedef alınan çiftçi topluluğu üzerinde de başarısız olabilir. Burada önemli olan, programın başarısızlığının nedenini bulmaktır. Bu, çiftçilerle konuşulmak suretiyle kolaylıkla bulunabilir. Bazen çiftçilerde programın başarısızlığı ile ilgili gerçek düşüncelerini belirtmek istemezler. Örneğin, önerilen bir değişikliğin köyün önde gelen yaşlı kişilerince benimsenmediğini söylemekten kaçınabilirler.

Bir programın başarısız olmasının birçok nedeni olabilir;

¨    Çiftçiler bazı önerileri kabul etmemekte haklıdırlar, çünkü bu önerilerin uygulanması onların faaliyetleri ile uyum sağlamamakta veya bu öneri onlara ekonomik gelmemektedir. Eğer bu gibi durumlar araştırma enstitüsüne bildirilirse, enstitü bu öneriyi uygun bir hale getirmek için bazı değişiklikler yapabilir. Bu önerinin kabul edilmemesi halinde Bakanlık politikasında değişiklikler yapılabilir. (Örneğin, bu değişiklik, girdi sübvansiyonu, işletme kurulması veya bir pazarlama kooperatifinin kurulması gibi faaliyetler olabilir. Araştırmacıların veya Bakanlık yetkililerinin bu başarısızlığa bir çare bulması halinde, yayımcı/danışmanlar bu öneriyi yapılan değişikliklerle yeniden yaymaya başlayabilirler.)

¨    Başarısızlığın bir başka nedeni, yayım/danışmanlık faaliyetinin etkisiz olmasıdır. Yayım/danışmanlık mesajı bir bölgeye veya bir çiftçi topluluğuna yeterince ulaştırılamamıştır ya da mesajın ulaştırılmasında yanlış metotlar kullanılmıştır. Dolayısıyla çiftçileri ikna etmek mümkün olmamıştır. Belki de bu program önemli problemleri halledecek önemli çözümleri içermemektedir. (Yukarıda ki örnekte olduğu gibi yayımcı/danışmanlar köyün ileri gelen yaşlılarının gençler üzerindeki etkisini dikkate almamış olabilirler. Dolayısıyla yaşlıların hareket tarzlarını değiştirmek için bir girişimde bulunmamış olabilirler.) Yanlış yayım/danışmanlık metodundan kaynaklanan başarısızlıklar genellikle tamir edilebilir. Ancak konuya tamamıyla değişik bir şekilde yaklaşmak gerekir. Bu yaklaşım, başarısız olan program sonucunda meydana gelen yanlış anlamaları giderebilecek nitelikte olmalıdır.

4.4.2.3. Yeni konular;

Programa yeni konuların alınmasındaki temel nedenler şunlardır.

¨    Bakanlığın yeni hedefler tespit etmesi veya Bakanlık politikasının değiştirilmesi,

¨    Araştırma enstitülerinin yeni teknolojiler geliştirilmesi,

¨    İlde gelişme potansiyeli yüksek yeni konular tespit edilmesi, bu konular, verim artışı veya maliyetlerde azalma yoluyla karlılığın artışına neden olan araştırma sonuçlarının değerlendirilmesi veya çiftçilerin az kaynak kullanarak belli öneriyi rahatlıkla uygulayabilecekleri anlaşıldığında,

¨    Bakanlık politikasının değişmesi sonucunda veya yörede yeni pazar imkanlarının oluşması, yeni bir işletmenin açılması, mahalli kooperatiflerin düşük fiyatla girdi temin etmesi veya özel ucuz kredi imkanları v.b faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir.

¨    Yayımcı/danışmanlar, çalışmaları sırasında çiftçileri etkileyen problemleri veya belirli bölgelerde gelişme potansiyeli olan konuları tespit ederler.

¨    Çiftçiler, bir problemin çözüme kavuşturulması veya bir beklentinin giderilmesi için yayımcı/danışmanlara kendileri için ne yapılması gerektiğini belirtirler.

¨    Varlıklı çiftçilerin geliştirdikleri bazı teknikler denendikten sonra diğer çiftçiler için de yararlı olabilir.

4.5. Önceliklerin tespiti;

            Mevcut durumun değerlendirmesi işleminde genellikle programa alınabilecek sayının üzerinde ve fazla önceliği olmayan çok çeşitli konular tespit edilir. Bu konuların içerisinden programa alınabilecek olanların tespit edilmesi gerekir. Bunun yapılabilmesi için eldeki bütün verilerin gözden geçirilmesi ve bunların önceliklerine göre sıralanmaları gerekir.

            Bakanlık tarafından belirlenen ihtiyaçlar her zaman ilk önceliği alır. Üretimin arttırılması amacıyla belirlenen üretim hedefleri (Örneğin, x hektar alana y ton soya fasulyesi ekilecektir gibi), nadas alanlarının daraltılması, toprak muhafaza faaliyetleri gibi çalışmaları içeren programlar, kırsal kesimin belirli kesimlerinde yaşam standardının geliştirilmesi için yapılan çalışmalar gibi.

Yöresel ihtiyaçlara göre belirlenecek olan konuların önceliği belirlenirken hangi kriterlerin esas alınacağı hususunda;

¨    Başarılı olan veya olması umulan ancak diğer çiftçilerce fazla bir yayım/danışmanlık faaliyetine gerek olmaksızın uygulanması aşamasına henüz ulaşmamış olan ve devam eden programlar göz önüne alınmalıdır.

¨    Çiftçilerin rahatlıkla uygulayabileceği, fazla para ve ek kaynak gerektirmeyen, mevcut çiftlik faaliyetleri ile uyumlu, kısa sürede iyi sonuç veren ve elde edilecek faydayı açık seçik gösteren konular göz önüne alınmalıdır.

¨    Çiftçilerin en çok ilgisini çeken konular (Uygulanan programların, çiftçinin ihtiyaç ve beklentilerine cevap verdiği oranda kabul edilmesi de kolaylaşır.)

¨    Gelişmeyi engelleyen problemlere çözüm getiren konular.

            Belirlenecek program amaçları gerçekçi olmalıdır. Mümkün ise kantitatif (sayısal ve belirli bir süre sonunda gerçekleştirilebilecek şekilde) olması arzu edilir. Programın hedef aldığı sorunu çözmek için 4–5 yıllık bir dönemde başarılabilecek olanlar nelerdir? Bu noktada mümkün olan program amaçlarının bir listesini yapmak yararlı olabilir.

            Bu liste bize şu faydaları sağlar:

¨    Hizmet götürülen çiftçi kitlesinin en önemli sorununu belirler.

¨    Öncelikli olanları ortaya çıkarır.

¨    Öncelikli olmayan amaçları elemine eder.

            Eğer bazı amaçlar 4–5 yıllık bir sürede gerçekleşemeyecek ise gelecek 4–5 yıllık dönemlerde planlanmak üzere safhalara bölünmesi düşünülebilir.

            Program amaçları arzu edilen sonuçların ölçülebilecek ifadeleridir. Aynı zamanda hedef kitleyi de tanımlar ve programın uygulama süresi boyunca yayım/danışmanlığın kullandığı pek çok öğrenme metodundan sonra öğrenilecek bilgi, benimsenecek uygulamalar olarak ifade edilirler.

            Görülebilir ve sayılabilir başarılara program döneminin her yılında ulaşılamayabilir. Bu durum, amaçlar gerçekleştikçe zaman içerisinde oluşur. Amaçların, kantitatif (limitleri konulmuş-sınırları çizilmiş) olması arzu edilir.

            Amaçlar, faaliyet planı için esas teşkil ederler. Program amaçları:

¨    Durumda özetlenen ihtiyaç veya soruna doğrudan bağlantılıdır.

¨    Hem yayım/danışmanlığın hem de topluluğun öncelikleri ve hedeflerine uyar.

¨    Belli bir hedef kitlenin neyi başaracağını veya geliştireceğini belirler.

¨    Kitlenin bilgi veya uygulamasının arzulanan seviyesini belirler.

¨    Belli zaman ve mevcut kaynaklar dahilinde hizmet götürülen kitle için gerçekçi beklentileri yansıtır.

¨    Ölçülebilir ifadelerle, hedeflenen kitlede beklenen program sonuçlarını tanımlar.

¨    Faaliyet bölümünde ihtiyaç duyulan öğrenme metotlarının tipi, tasarımı ve sırası için yol gösterir.

¨    Programı anlaşılabilir ve başkalarına açık bir şekilde anlatılabilir kılar.

Amaçlar bölümünün kontrol soruları:

¨    Çiftçi kitlesi, öğrenme ve uygulamalarda ne tür değişiklikler yapmalıdır?

¨    Hangi konular gereklidir?

¨    Programdan sonra kitle veya durum ya da her ikisi birden nasıl farklı olacak?

¨    Eğitimsel programlar yoluyla değişikliklere ulaşılabilecek mi?

¨    Değişikliklerin olup olmadığını nasıl bileceksiniz?

¨    Değişikliğin olduğunun delili olarak neyi kullanabilirsiniz?

¨    Bu değişiklikler ölçülebilir terimlerle tanımlanabilir mi?

¨    Değişiklikler doğrudan ölçülebilir mi?

 5. YAPILACAK FAALİYETLERİN PLANLANMASI

Faaliyet yelkenliye rüzgar temin etmektir. Uygun amaçlar belirlendikten sonra bu amaçlara ulaşmak için ne yapılması gerektiği planlanır. Faaliyet, sizin ve başkalarının amaçlara ulaşmak için yapacaklarının bir özetidir. Durumu değiştirmeye yardım edecek ve amaçlar bölümünde özetlenmiş olan, arzulanan sonuçlar veya etkiye ulaşmak için eğitimsel çabalar ve faaliyetleri ihtiva eder.

            Faaliyet bölümü:

¨    Eğitimsel metotları, faaliyetleri, olayları tanımlar.

¨    Faaliyetleri, amaçlara ve arzulanan değişikliklere bağlar.

¨    Yenilikçi, teşvik edici ve farklı teknikleri ihtiva eder.

¨    Kitle için pratik yapmaya ve arzulanan öğrenmeye olanaklar sağlar.

¨    Hedef kitlenin katılım istekleri ve öğrenme tarzlarına uyar.

¨    Olaylar arasında, birini diğerinin üzerine kurarak mantıklı, sırasal ilişkiyi yansıtır.

¨    Günleri, zaman tablosunu ve son tarihi ihtiva eder.

¨    Yayımcı/danışmanların, idarecilerin ve diğerlerinin farklı sorumluluklarını tanımlar.

¨    Gerekli kaynakları taahhüt eder ve işbirliğini arttırır.

¨    Diğer programlara bağlar ve mevcut planlanmış faaliyetlerden yararlanır.

¨    Pazarlama ve programın geliştirilmesi için planlar ihtiva eder.

¨    Önemli noktalarda devamlı olarak geri besleme veya değerlendirme için imkan sağlar.

Faaliyetler bölümü kontrol soruları:

¨    Arzulanan değişiklikleri nasıl başarabilirsiniz?

¨    Belirlenen gruplara en iyi uyacak metotlar, aktiviteler ve malzemeler nelerdir?

¨    Konuya en iyi uyacak metotlar, aktiviteler, malzemeler veya bunların kombinasyonları nelerdir?

¨    Kullanılabilecek mevcut malzemeler, devam eden programlar veya diğer planlanmış programlar nelerdir?

¨    Hangi kaynaklara ihtiyaç duyuluyor, kim sağlayacak?

¨    Gereken yeni malzemeleri kim sağlayacak?

¨    Eğer yeni bir sorun ortaya çıkar ise programınıza ne olacak?

5.1. Program Hazırlamada Uygun Yayım/Danışmanlık Metotlarının Seçimi

            Bütün yayımcı/danışmanlar programların hazırlanması sırasında, öğrenme ve yeniliklerin yayılmasına ilişkin prensipler konusunda bilgi sahibi olmalı ve bunu program hazırlama aşamasında pratiğe aktarmalıdır.

 5.1.1. Öğrenme Süreci

            Bütün yayımcı/danışmanlar birer andragog olması gerektiğini unutmamalı ve bu fonksiyonun yerine getirilmesinde öğrenmenin temel prensiplerini bilmeli ve belirli öğretim metotlarının etkinliğini anlamalıdırlar. Öğrenme süreci, öğrenenin yetenek ve motivasyonuna da bağlı olduğundan öğrenene hizmet eden bir ortam yaratılmalıdır. Bu da ancak uygun metodun ve yardımcı araçların seçimi ve kullanımı ile mümkündür.

5.1.2. Kabul Süreci

            Uygun yayım/danışmanlık mesajlarının içeriklerinin çiftçilere ulaştırılmasında kullanılacak metotların seçiminde üzerinde durulması gereken önemli bir nokta da yeniliklerin kabul süreci üzerinde bir anlayış geliştirmektir.

            Uzmanlara göre kabul süreci birbirinden farklı beş kademeden oluşur bu süreçler; haberdar olma, ilgi duyma, değerlendirme, deneme ve kabul etme sürecidir.

Ancak daha sonra yapılan çalışmalar daha önce belirtildiği gibi bu kademlerin zaman bakımından çok net olarak ayrılmadığını göstermiştir. Kabul sürecindeki kademeler her ne kadar net olarak ayrılmasa da bu model yayım/danışmanlık programlarının hazırlanması sırasında uygun yayım/danışmanlık metotlarının seçimi için yardımcı olabilir.

Farklı aşamalar için seçilen metotlardan maksimum sonucu alabilmek için yayımcı/danışmanlar eğitim sürecinin bütün gereklerini anlayışlarına yerleştirmek durumundadırlar. Seçilen metotlar uygulamaya geçilmeden önce son bir kez bir yandan amaç, kaynaklar, çiftçi ilişkileri ve yayımcı/danışmanların kapasiteleri bakımından, diğer yandan çiftçilerin büyüklük ve eğitim düzeyleri bakımından analiz edilmelidir.

Yayım/danışmanlık metotlarının seçiminde metotların iyi seçilip seçilmediğini belirlemek için kullanılabilecek kriterler şunlardır:

¨    Seçilen metot çiftçilerin isteklerini, bilgi düzeylerini, yeteneklerini, tutum ve davranışlarını değiştirmeye uygun mudur?

¨    Eğitim faaliyetleri yeterince detaylandırılıp programlandı mı? Yani çiftçinin neleri duyup, görüp, uygulayacağını biliyor muyuz?

¨    Farklı metotlar birbirlerini güçlendirecek şekilde birbirleri ile bağlandı mı?

¨    Bütün faaliyetlerin uygulanabilmesi için yeterli zaman ve kaynak mevcut mu?

¨    Yayım/danışmanlık programlarının hazırlığı sırasında hedef kitlenin ihtiyaçları, yetenekleri ve kaynakları dikkate alındı mı?

Program faaliyetlerini düşünürken üzerinde önemle durulması gereken husus öğrenme metotları ve olaylarının sıralı olduğu ve her birinin bir öncekinin üzerine bir şeyler koyduğu ve sırasını kendisinden sonra gelene verdiğidir. Öğrenme deneyimleri (düşünme, tartışma, okuma vb.), hedef kitlenin haberdar olma, hazır olma ve bilgi seviyelerinin çeşitli safhalarına, öğrenme tarzlarına ve tercih ettikleri metotlara uyacak şekilde planlanmalıdır.

            Program hazırlamada çiftçilerin eğitim ihtiyaçları doğrultusunda; belirlenen amaçlara ulaşmak için kullanılacak metotların seçiminde şu hususlara dikkat edilmesi yararlı olacaktır.

¨    Hiçbir yayım/danışmanlık metodu bir diğerinden daha iyi veya üstün değildir. Duruma en uygun metot seçilmelidir.

¨    Programı uygulamak üzere imkanlar ölçüsünde mümkün olduğunca farklı yayım/danışmanlık metotları kullanılmalıdır.

¨    Kullanılacak yayım/danışmanlık metotları aynı hedefe yönelmeli ve metotlar birbirini desteklemelidir.

 

6. PROGRAMIN İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Programı yapanlar programın sonunda değil, planlama anında hangi değerlendirme yöntemlerini kullanacaklarını belirlemelidir. Değerlendirme program amaçlarının ulaşılma derecesinin takdir edilmesidir.

Değerlendirme neyin tetkik edileceğini ve hangi ölçümlerin kullanılacağını belirler. Sonuçlar, etki, metotlar, kaynaklar, imkanlar, organizasyon ve stratejiler tetkik edilebilirler. Değerlendirme bölümü değerlendirme kullanıcılarını, veri ölçme ve analiz yöntemleri ile zaman çizelgesini belirler. Bu ölçümler ve yorumlar program amaçlarının yerine getirilip getirilmediğini belirleme vasıtalarını temin eder.